Kont Dracula'nın Efsanesi Osmanlıya dayanıyor..
Dracula:
Kazıklı Voyvoda olarak da bilinir..
Voyvoda 1456 yılında osmanlılara esir düşmüş sonraki yıllarda ülkesi Eflak beyliğinin valisi olarak atanmayı basarmıştır.İlk yıllarda Osmanlılara vergisi düzenli ödemeye devam etsede sonraki yıllarda Avrupa ittifakına katılıp osmanlı'ya baş kaldırmış ve tutsak ettiği askarleri türlü işkencelerle öldürmesiyle ünlüdür.En tanınmış işkencesi kazıklara oturtmasıdır. Kazıkları makattan sokup sırt kısmından çıkartır.Ve kazıkladığı kişileri öldürmez, bunlar bir gün içersinde kan kaybından, açlıktan yahut susuzluktan ölürler.
03.07.2007 Vlad Tepeş (Dracula) Efsanesi 1456'da Vlad Tepeş,Wallachia bölgesine hakimdi.Şatosunun stratejik uygunluğu çok işine yarıyordu,sarp kayaların tepesinde ulaşılmaz bir yerdeydi.Vlad'in amacı Boyarları kölelikten kurtarmaktı.O dönemde Wallachia'da iki sınıf vardı.Köleler ve Boyarlar yani aristokrat sınıf.Osmanlılar'ın baskısı nefes aldırmıyordu.Osmanlı tahtında genç padişah Fatih Sultan Mehmet vardı ve genç sultanın gözü Bizans'ı yok ettikten sonra Balkanlar'a çevrilmişti.
Tepeş,bazı Boyarlar'ın Osmanlılarla iyi geçinmesine kızıyor,gizli gizli örgütleniyordu.1457 yılında Vlad bir darbe hazırladı, bir gece yarısı Osmanlı taraflısı Boyarlar'ın şatolarını tek tek basarak tümünü aileleriyle beraber esir etti ve vahşet o gece başlamış oldu. Esirlerini aylar boyunca dolaştırarak insan aklının alamayacağı birbirinden beter işkencelerle öldürdü.Kadın,yaşlı,çocuk kimseyi dinlemeden uçurumlardan aşağı atıyor,derilerini yüzüyor,açlıktan öldürüyor,buzlu sularda boğuyordu.Vlad'ın vahşeti akıl almaz boyutlardaydı ne varkı bu daha başlangıçtı ve asıl vahşet henüz görülmemişti.
Osmanlı birlikleri olan bitenden haberdar olmuş ve bölgeye girmişti.Tepeş önce bir kaç çatışma kazandı ve esir ettiği yaklaşık 20 000 Türk'ü feci şekilde öldürdü; çoğunun kavuklarını başına çiviletmiş ve sonrada kazığa oturtmuştu.Yağ kazanları kaynatıyor insanları içine canlı canlı atıyor,kesik başlarından kuleler yapıp karşısına geçip keyifle şarabını yudumluyordu.Işte Kazıklı Voyvoda ünvanını o zaman kazandı çünkü esirlerini canlı canlı yağlanmış kazıklara oturtuyordu. Böyle bir ölüm ise günlerce sürüyordu.
Efsaneye göre,şatoda uzaklara açılan bir geçit vardı.Osmanlı askerleri canla başla savaşırken çevreden Vlad'in baska bir yerde olduğu haberini alıyor ve moralleri bozuluyordu.Sonunda Voyvoda'nin orada olmadığından emin olarak geri çekildiler fakat savaş henüz bitmemişti. Sürekli Türklerle savaşan Vlad,gerileye gerileye Poenari'de kuşatıldı.Karısı kuleden ırmağa atlayarak intahar etti.Söylentilere göre karısını çok seven Vlad onun ölümüne dayanamamış ve ruhunu şeytana vererek bir iblis'e dönüsmüstür.Efsaneye göre Vlad bu kuşatmadan da kurtulmuş fakat sonradan bir suikaste uğrayarak öldürülmüştür.Başı kesilmiş,bedeni kayalardan aşağı atılmıştır.Cesedi toplayan rahipler bir Snagov manastırının gizli bir mahzenine gömmüşlerdir. Osmanlılar kaleyi ele geçirmiş yakıp yıkmış ve intikamlarını almıştır fakat hiç bir zaman Vlad'ın cesedine ulaşamamışlardır.Kaynakwh:
Aradan yıllar geçtikten sonra Prof.Flerescu Vlad Tepeş efsanesini arastirmaya başlamıştır. Bulduğu bir belgede Vlad'in kurbanlarının kanını içtiği ve ölümsüzlük peşinde olduğu yazıyordu.Dracula "Şeytanın oğlu" veya "Ejderhanın oğlu" anlamındadır.Vlad daha prensken babası onu Dracula diye çağırıyordu.
1977'de çok garip bir olay meydana gelinceye kadar Dracula bir korku filmi, Vlad Tepeş ise tarihin karanlık sayfalarında kalmış bir isimdi.Amerikalı gezgin olan Vincent Hillyer,izin alarak bir gece Dracula'nın şatosunda kaldı ve o gece saldırıya uğrayarak boynundan ısırıldı ve bir efsane daha doğdu.
Vlad Tepeş'in akıbeti hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber günümüz vampir efsaneleri onun sayesinde kurulmuştur.Hiç kimse hiç bir zaman onun gerçekten bir vampir olup olmadığını gerçekten bilemedi.Fakat herkesin üzerinde birleştiği tek şey onun insan aklının alamayacağı vahşette katliamlar yaptığı ve ruhunun karanlık bir yüzü olduğudur.Kim bilir.. Belki de Vlad Tepeş gerçek bir vampirdir ve şu an hala aramızda yaşıyordur.
Yani vampir kavramı bu şekilde ilk kez oluşmuştur..
Ama zamanla yazarlar kendi yorumlarını katmış ve günümüz vampir anlayışını ortaya çıkarmışlardır..
Vampirler'n varlığı ise bizler için hala saklı bir sırdır..
Alıntıdır.